2004 tarihli,
Alman yapımı “Who am I”; küçük bir
hacker grubunun yükselişini ve bu yükselişin bir neticesi olarak internet
dünyasının karanlık taraflarıyla tanışmalarını konu ediniyor. Bilişim korsanlığı,
dark net, deep web gibi kavramları merkezine alarak sanal dünyanın da gettoları
ve o gettoların sakinleri olduğu çarpıcı bir şekilde izleyiciye sunuluyor.
Geleneksel
suç ve suçlu profilinden çok farklı olan siber suçlar ve siber suçluların
özellikleri, kimlikleri, ilişkileri, sınırları ve sınır tanımazlıkları çok
teknik detaya girilmeyerek, sıkmadan aktarılıyor. Ayrıca sihir ve hack olguları
imgeleştirilerek, insanların inanmak istediklerine kolay bir şekilde
inandırılabildiği gözler önüne seriliyor.
İçinde
Hollywood esintileri barındırsa ve akışında bir takım boşluklar göze çarpsa da
kurgusu gayet başarılı olan filmde izleyici plot twistlerle birkaç kez manipüle
ediliyor ve dumura uğruyor. “Who am I”, bu tür filmlerin efsaneleşen örneklerine
benzerlik gösterse de birçok kez ters köşe yapması onu diğerlerinden
ayırıyor.
Sırf siber alemin yer altı dünyasında bir tren metaforuyla simüle edildiği sahneleri görmek için bile izlenebilecek
olan ve ilk dakikalarından itibaren yakaladığı yüksek temposuyla seyirciyi içine hapseden filme puanım ise 7,5.
Birkaç
replik:
“İnsanlar
doğuştan iyiye inanmaya yatkındırlar ve kavgadan kaçınırlar.”
“Bu gençler
Windows gibidir, açılana kadar biraz bekletirler.”
“Yalnızca
yeterince küstah olmalısın, sonra dünya, ayaklarının önünde bekleyecek.”
“Bazen biri
için kafamızda kurduğumuz resme o kadar sıkı tutunuyoruz ki arkasındaki gerçek
kişiyi görmeyi unutuyoruz.”
“Hayat sana
limon verirse tuz ve tekila isteyeceksin”
“Umut hayat
pınarının üzerindeki bir gökkuşağıdır.”
“Ama her
zaman birinin sana yardım elini uzatmasını beklersen o zaman ilerleyemezsin.
Çoğu kişi çizdikleri sınıra kadar ilerler.”
“Hack yapmak
sihre benzer. İkisinin de amacı karşısındaki kişiyi kandırmaktır.”
“Birincisi: Hiç bir sistem güvenli
değildir.
İkincisi: İmkansızı hedefle.
Ve üçüncüsü: Yaptıklarını sanal dünyayla sınırlama.”