19 Mart 2017 Pazar

Muhatapsız Tiratlar-1

Bir fikri ya da bir hissi; farklı onlarca kelime ya da yapı kullanarak anlatabilirsin.

Her bir  cümleni farklı onlarca tonlamayla farklı anlamlar ihtiva edecek şekilde kurabilirsin.

Yani bir şeyi anlatmanın onlarca yolu olduğu gibi anlatamamanın ötesinde kafa göz yarmanın da onlarca yolu var.

Doğru yolu seçmelisin.

Duygunun ve düşüncenin gücüne inandığın gibi sesin ve sözün de gücüne inan.

T.

12 Mart 2017 Pazar

Yerküre Sahne-4 / Tangerines



Mandalina Bahçesi; tank, uçak, binlerce insan ya da görsel efekt kullanılmadan çekilmiş Estonya-Gürcistan yapımı dramatik bir savaş filmi.

Savaşın anlamsızlığı ve tahribatını, insan oğlununun en büyük sermayesi olan "insanlığını" kaybetmesinin sebeplerinden olan ezberlenmiş söylemlerin ve öğretilmiş önyargıların insana ve topluma tesiri duru ve bir o kadar da çarpıcı şekilde anlatılmış.

Mandalina Bahçesini izledikten sonraki gün; sinemadan, sanattan anlamayan, okumayan, izlemeyenler de dahil olmak üzere karşılaştığım herkese bu filmi izlemelerini tavsiye ettim.

Çünkü hepimizin insan olmanın hüznünü duymaya ihtiyacımız olduğuna inanıyorum.

Çünkü bir şarkı, bir kitap, bir film ya da bir sözün bir insanı yeniden doğurabilecek kudrette olduğuna inanıyorum.

Filmin derinliğine büyük katkı yapan müziğinin linkinide paylaşmak isterim:https://m.youtube.com/watch?v=s_det5NyEP4

Ayrıca bir kaç replik:

– Aklından ne geçiyordu?
+ Ne olursa olsun onu öldüreceğim dede. Bin kilidin ardına koysan da onu, arkadaşımın intikamını alacağım. Bizim için kutsal bir şey bu, asla anlamayacaksınız.
– Uyuyan birini öldüreceksin, hem de şuuru yerinde olmayan birini? Senin için kutsal olan bu mu?

– Neye içeceğiz?
+ Ölüme. İçsene Margus.
– Ölüme kadeh kaldıramam.
+ Neden? Bu kadeh onların anneleri için. Onlar ölümün çocukları.

Son olarak; bu güzel filme puanım: 8.3


5 Mart 2017 Pazar

Yerküre Sahne-3 / Star Wars



Bilim kurgu tarzı filmler/romanlar sevmiyorum diyemem ama gerçekleşmesi mümkün olmayanı konu eden hiçbirşeyi sevmediğimi söyleyebilirim. Örneğin bugün gerçekleşmemiş/keşfedilmemiş ama bilimsel açıdan olabilirliği -gerçekleşmesi düşük ihtimalli de olsa- tartışılan marslı, interstellar gibi filmleri zevkle izledim. Ama bilimkurgunun ötesinde fantaziye ve fantastiğe kayan eserler benim olayım değil.

Genel bakış açım bu olsa da yeni izlediğim Star Wars serisi bu kuralıma istisna getirmiş oldu. Sanırım bunun sebebi de filmdeki olayın sadece abartı yaratıklar/gezegenler, iğreti teknolojik görsellerden ibaret olmaması.

Yıllardır izlememekte direnmeme rağmen yedi filmi iki hafta içinde izledim ve bazı filmleri başarısız bulsam da serinin tamamına, konuya, karakterlere, yönetmendeki zekaya hayran oldum diyebilirim.

Ayrıca serinin kronolojik olarak ilk üçlemesini izlediğimde kendimi; yetmişli/seksenli yıllarda ülkemizdeki ve dünyadaki sosyal, politik, ekonomik ve teknolojik ahvali düşünmekten ve yahu adam sen o zamanda bu senaryoyu nasıl yazdın, kurguladın daha da önemlisi bunları nasıl çektin demekten alıkoyamadım.

Özellikle serinin ilk üç filmi sizi kendisine hayran bırakmaya yetiyor ve  zaten diğer filmler de bu popülaritenin ekmeğini yiyor. Film detayları hakkında da öyle çok söz etmeye gerek yok. Bu konuda yazılmış onlarca yazı mevcut.

Sonuç olarak Star Wars serisinin yeni fanlarından biri olduğumu söylemek isterim.

Bir kaç repliği kondurmadan bitirmeyelim:

*Güç Seninle Olsun.

*Luke:Buna inanamıyorum.
 Yoda:Bu yüzden başaramıyorsun.

*Luke:Denerim.
 Yoda:Yok denemek. Yap ya da yapma. Yok denemek diye bir şey.

*İnsanlar da aynı kumlar gibidir. Onları ne kadar çok sıkarsan, o kadar fazlası avucundan kayar gider.-Leia

*Güç kazanan herkes, onu kaybetmekten korkar.-Palpatine

*Luke:Ben büyük bir savaşçı arıyorum.
 Yoda:Büyük bir savaşçı!... Savaş kimseyi yüceltmez.

Puanım:8.5

4 Mart 2017 Cumartesi

Afili Sözlük-7



Temayüz Etmek: Başkalarına Göre Üstün Duruma Gelmek, Sivrilmek 

"Bir üye üniversitelerin hukuk ve siyasal bilgiler fakültelerinde insan hakları alanında temayüz etmiş öğretim üyeleri arasından Yükseköğretim Kurulu tarafından seçilir."-6332 sayılı Kanun

İyi Kitaplar İyi Ki Varlar-1/ Siddhartha



"Evin gölgesinde, ırmak kıyısının güneşinde, sandallar arasında, söğütlerin, incir ağacının gölgesinde arkadaşı Brahman oğlu Govinda'yla büyüdü Siddhartha, Brahman'ın yakışıklı oğlu, yavru şahin."

Herman Hesse'nin ilk baskısı 1922 yılında yayımlanan kitabı Siddhartha bir arayış serüvenini konu alıyor. İçerisinde budizme ilişkin mistik ögeler barındıran kitap, özellikle atmışlı/yetmişli yıllardaki doğuya yöneliş akımı ile pek çok okurla buluşmuş.


Yazarın kahramanımız Siddhartha aracılığı ile kitabın ilk kısmında "hayattan sıyrıl" son kısmında ise "hayatı tüm yönleriyle yaşa" mesajı verdiği söylenebilir.


Kitaptaki en güzel şeylerden biri ise; tüm dertleri gündelik meseleler olan, basit uğraşlar ve zevkler peşinde koşan, hayatın manasını aramayan insanlar için söylenen "çocuk insanlar" tabiri.


Sonuç olarak Siddhartaha'nın benim için bir başucu kitabı olmadığını ancak yaşamı anlama ve anlamlandırmaya yardımcı olan akıcı bir eser olduğunu söyleyebilirim.


Kitaptan alıntılar;


"Ancak dünyanın kendisi, gerek çevremizdeki, gerek içimizdeki varlık asla tek taraflı değildir. Asla bir insan ya da bir eylem tümüyle Sansara, tümüyle Nirvana değildir, asla bir insan tümüyle kutsal ya da tümüyle günahkar olamaz."

"Dünya, dostum Govinda, mükemmellikten yoksun ya da mükemmellik yolunda ağır ağır ilerliyor değildir; hayır, her an mükemmeldir o, tüm günahlar bağışlanmayı, tüm küçük çocuklar yaşlıyı, tüm bebekler ölümü, tüm ölenler sonsuz yaşamı kendi içinde taşır. Hiç kimse bir başkasının yürüdüğü yolda ne kadar ilerlemiş olduğunu göremez, haydutların ve zar atıp kumar oynayanların içinde bekleyen bir Buddha, Brahmanların içinde bekleyen bir haydut vardır."

"Bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelikse hayır. Bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir, bilgelik el üstünde taşıyabilir insanı, bilgelikle mucizeler yaratılabilir, ama bilgelik anlatılamaz ve öğretilemez."

"Bir kimse arıyorsa, gözü aradığı şeyden başkasını görmez çokluk, bir türlü bulmayı beceremez, dışarıdan hiçbir şeyi alıp kendi içine aktaramaz, çünkü aklı fikri aradığı şeydedir hep, çünkü bir amacı vardır, çünkü bu amacın büyüsüne kapılmıştır. Aramak, bir amacı olmak demektir. Bulmaksa özgür olmak, dışa açık bulunmak, hiçbir amacı olmamak. Sen, ey saygıdeğer kişi, belki gerçekten arayan birisin, çünkü amacının peşinde koştuğundan hemen gözünün önündeki bazı şeyleri görmüyorsun."

"Yumuşak sertten güçlüdür, su kayadan güçlü, sevgi zorbalıktan güçlüdür."

"Dünyanın acı bir tadı vardı. Eziyetti yaşamak."

Puanım: 7.5

2 Mart 2017 Perşembe

Bak Ne Demişler-5



"Sevgi bilgeliktir. Nefret aptallıktır."

Nobel ödüllü İngiliz Filozof Bertrand Russell(1872-1970) kendisine 'Bin sene sonra yaşayacak nesle öğüt verecek olsaydınız, bu ne olurdu?' diye sorulduğunda işte bu cevabı veriyor

Öyle zannediyorum ki; sevgi ve nefret ancak bu kadar iyi tanımlanabilir ve bin sene sonraya sadece dört kelimeyle bu kadar güzel seslenilebilirdi.

Konuşmasının tamamı için: https://m.youtube.com/watch?v=IUEiHGei39U