4 Mart 2017 Cumartesi

İyi Kitaplar İyi Ki Varlar-1/ Siddhartha



"Evin gölgesinde, ırmak kıyısının güneşinde, sandallar arasında, söğütlerin, incir ağacının gölgesinde arkadaşı Brahman oğlu Govinda'yla büyüdü Siddhartha, Brahman'ın yakışıklı oğlu, yavru şahin."

Herman Hesse'nin ilk baskısı 1922 yılında yayımlanan kitabı Siddhartha bir arayış serüvenini konu alıyor. İçerisinde budizme ilişkin mistik ögeler barındıran kitap, özellikle atmışlı/yetmişli yıllardaki doğuya yöneliş akımı ile pek çok okurla buluşmuş.


Yazarın kahramanımız Siddhartha aracılığı ile kitabın ilk kısmında "hayattan sıyrıl" son kısmında ise "hayatı tüm yönleriyle yaşa" mesajı verdiği söylenebilir.


Kitaptaki en güzel şeylerden biri ise; tüm dertleri gündelik meseleler olan, basit uğraşlar ve zevkler peşinde koşan, hayatın manasını aramayan insanlar için söylenen "çocuk insanlar" tabiri.


Sonuç olarak Siddhartaha'nın benim için bir başucu kitabı olmadığını ancak yaşamı anlama ve anlamlandırmaya yardımcı olan akıcı bir eser olduğunu söyleyebilirim.


Kitaptan alıntılar;


"Ancak dünyanın kendisi, gerek çevremizdeki, gerek içimizdeki varlık asla tek taraflı değildir. Asla bir insan ya da bir eylem tümüyle Sansara, tümüyle Nirvana değildir, asla bir insan tümüyle kutsal ya da tümüyle günahkar olamaz."

"Dünya, dostum Govinda, mükemmellikten yoksun ya da mükemmellik yolunda ağır ağır ilerliyor değildir; hayır, her an mükemmeldir o, tüm günahlar bağışlanmayı, tüm küçük çocuklar yaşlıyı, tüm bebekler ölümü, tüm ölenler sonsuz yaşamı kendi içinde taşır. Hiç kimse bir başkasının yürüdüğü yolda ne kadar ilerlemiş olduğunu göremez, haydutların ve zar atıp kumar oynayanların içinde bekleyen bir Buddha, Brahmanların içinde bekleyen bir haydut vardır."

"Bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelikse hayır. Bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir, bilgelik el üstünde taşıyabilir insanı, bilgelikle mucizeler yaratılabilir, ama bilgelik anlatılamaz ve öğretilemez."

"Bir kimse arıyorsa, gözü aradığı şeyden başkasını görmez çokluk, bir türlü bulmayı beceremez, dışarıdan hiçbir şeyi alıp kendi içine aktaramaz, çünkü aklı fikri aradığı şeydedir hep, çünkü bir amacı vardır, çünkü bu amacın büyüsüne kapılmıştır. Aramak, bir amacı olmak demektir. Bulmaksa özgür olmak, dışa açık bulunmak, hiçbir amacı olmamak. Sen, ey saygıdeğer kişi, belki gerçekten arayan birisin, çünkü amacının peşinde koştuğundan hemen gözünün önündeki bazı şeyleri görmüyorsun."

"Yumuşak sertten güçlüdür, su kayadan güçlü, sevgi zorbalıktan güçlüdür."

"Dünyanın acı bir tadı vardı. Eziyetti yaşamak."

Puanım: 7.5